10. Öğrenme ve Bilişsel Yük
BAU Eğitim Teknolojileri Doktora Pr. | Biliş Öğrenme ve Teknoloji 03.05.2024 tarihli dersi için yazılmıştır.
Bu hafta Biliş, Öğrenme ve Teknoloji dersimizde arkadaşlarımızın sunduğu "Bilişsel Yük Teorisi", öğrenme süreçlerindeki bilişsel yükün etkilerini anlamamız için oldukça faydalı oldu. Bilişsel yük teorisini ve öğretim tasarımına nasıl uygulanabileceğini bu makalede tartışacağım. Sunumdan aldığım notlar ve önemli noktaları sizlerle paylaşacağım.
"İnsanların biliş mimarisini çok iyi bilmemiz gerekir.", Sweller (2020),
Bilişsel yük teorisi, öğrenmede bilişsel yükün nasıl yönetildiğine odaklanır. John Sweller tarafından 1988'de ortaya konan bu teori, insanların biliş mimarisini anlamanın ve bu bilgiyi öğretim tasarımında kullanmanın çok önemli olduğunu vurgular. Sweller, evrimsel psikolojiden edindiğimiz bilgiyi birincil (genel-bilişsel) ve ikincil (alana özgü) olarak iki kategoriye ayırır. İkincil bilgiler, beynin işleyebileceği sınırlı bilgileri kapsarken, birincil bilgiler, çaba sarf etmeden edinilen genel bilişsel becerilerdir.
- Doğuş İlkesi Olarak Rastgelelik: Bilginin amaçsızca dış ortamdan elde edilmesidir.
- Ödünç Alma ve Yeniden Düzenleme İlkesi: Başkasından alınan ve nöronlar arasında ilişki kuran daha amaçlı bilgilerin edinilmesidir.
- Değişimin Dar Sınırları İlkesi: Bilgi işleme ve depolama sırasında beynimizin kapasite ve işlem açısından dar bir sınırı vardır.
- Bilgi Deposu İlkesi: Öğrenme yoluyla elde edilen faydalı bilgilerin daha sonra kullanılmak üzere saklanmasıdır.
- Çevresel Düzenleme ve Bağlama İlkesi: Uygun çevresel sinyaller alındığında, uzun süreli bellekte saklanan bilgilerin çalışma belleğine aktarılmasıdır.
John Sweller'in bilişsel yük teorisi çerçevesinde önerdiği 10 temel ilkenin her biri, öğrenme materyallerinin ve öğretim yöntemlerinin etkinliğini artırmayı amaçlar (Leahy, W., & Sweller, J. ,2016).
Çalışılmış Örnek Etkisi (Worked Example Effect):
- Tanım: Öğrencilere çözülmüş örneklerin sunulması, problem çözme becerilerini geliştirmede daha etkilidir.
- Açıklama: Çalışılmış örnekler, öğrencilerin belirli bir konuyu öğrenirken karşılaştıkları bilişsel yükü azaltır ve problem çözme sürecinde kullanılan stratejileri anlamalarını kolaylaştırır.
Tamamlama Etkisi (Completion Effect):
- Tanım: Öğrencilerin yarım bırakılmış problemleri tamamlaması, tam çözümleri baştan sona kendilerinin yapmalarından daha etkilidir.
- Açıklama: Tamamlama problemleri, öğrencilerin aktif olarak katılımını teşvik ederken, bilişsel yükü yönetilebilir seviyede tutar.
Bölünmüş Dikkat Etkisi (Split Attention Effect):
- Tanım: İlgili bilgilerin birlikte ve entegre bir şekilde sunulması, bilgilerin ayrı ayrı ve uzak mesafelerde sunulmasından daha etkilidir.
- Açıklama: Öğrencilerin farklı kaynaklardan gelen bilgileri birleştirmesi gerektiğinde bilişsel yük artar. Bu nedenle, görsellerin ve metinlerin birlikte sunulması, öğrenmeyi kolaylaştırır.
Şekil Etkisi (Modality Effect):
- Tanım: Metin yerine grafikler ve sesli anlatımların kullanılması, çalışma belleği yükünü azaltır ve öğrenmeyi destekler.
- Açıklama: Görsel-işitsel materyaller, öğrencilerin bilgi işlem kapasitelerini daha verimli kullanmalarını sağlar.
Gereksizlik Etkisi (Redundancy Effect):
- Tanım: Aynı bilgilerin hem metin hem de sesli anlatım olarak verilmesi yerine, sadece birinin kullanılması daha etkilidir.
- Açıklama: Gereksiz bilgi tekrarları, bilişsel yükü artırabilir ve öğrenme verimliliğini düşürebilir.
Hayal Etkisi (Imagination Effect):
- Tanım: Öğrencilerin öğrendiklerini hayal etmeleri veya görselleştirmeleri, bilgiyi daha iyi anlamalarına ve hatırlamalarına yardımcı olur.
- Açıklama: Hayal gücünü kullanmak, aktif öğrenmeyi teşvik eder ve bilgi transferini kolaylaştırır.
Yalıtılmış Etkileşimli Öğeler Etkisi (Isolated Elements Effect):
- Tanım: Karmaşık bilgilerin bileşenlerine ayrılması ve bu bileşenlerin tek tek öğrenilmesi, daha sonra bu bileşenlerin birleştirilmesinden daha etkilidir.
- Açıklama: Öğrencilerin karmaşık bilgileri daha küçük ve yönetilebilir parçalara ayırarak öğrenmeleri, bilişsel yükü azaltır.
Uzmanlığın Tersine Çevrilmesi Etkisi (Expertise Reversal Effect):
- Tanım: Yeni başlayanlar için yararlı olan öğretim stratejilerinin, uzmanlar için etkisiz veya zararlı olabileceği.
- Açıklama: Öğrencilerin bilgi düzeyi arttıkça, öğretim yöntemlerinin de buna göre uyarlanması gerekir. Uzmanlar, daha fazla rehberlikten ziyade bağımsız problem çözme aktivitelerinden faydalanabilir.
Rehberliği Azaltma Etkisi (Guidance Fading Effect):
- Tanım: Öğrencilerin yetkinlik düzeyi arttıkça, öğretim rehberliğinin kademeli olarak azaltılması.
- Açıklama: Başlangıçta yüksek düzeyde rehberlik sağlanırken, öğrencilerin bağımsız hale geldikçe bu rehberliğin azaltılması, öğrenme sürecini destekler.
Hedefsizlik Etkisi (Goal-Free Effect):
- Tanım: Belirli bir hedefe yönelik problem çözmek yerine, keşfetmeye dayalı problemlerin çözümü, öğrenmeyi daha etkili kılabilir.
- Açıklama: Hedefsiz problemler, öğrencilerin problem çözme stratejilerini ve kavramsal anlayışlarını geliştirmelerine olanak tanır.
Bu ilkeler, öğretim tasarımında ve eğitim materyallerinin hazırlanmasında rehber olarak kullanılarak, öğrencilerin öğrenme süreçlerini optimize etmeyi amaçlar.
KAYNAKÇA- Leahy, W., & Sweller, J. (2016). Cognitive load theory and the effects of transient information on the modality effect. Instructional Science, 44, 107-123.
- Sweller, J. (2020). Cognitive load theory and educational technology. Educational Technology Research and Development, 68(1), 1-16.
- Sweller, J. (2010). Element interactivity and intrinsic, extraneous, and germane cognitive load. Educational psychology review, 22, 123-138.
- Sweller, J., Ayres, P., Kalyuga, S., Sweller, J., Ayres, P., & Kalyuga, S. (2011). Amassing information: The information store principle. Cognitive load theory, 17-25

Yorumlar
Yorum Gönder