4. Beyninin Tamamını Kullanan İnsan

BAU Eğitim Teknolojileri Doktora Pr. | Biliş Öğrenme ve Teknoloji 15.03.2024 tarihli dersi için yazılmıştır.

Bu hafta Biliş, Öğrenme ve Teknoloji dersimize Prof. Dr. Metehan Irak misafir oldu. Bu derste Metehan hocamız ile Öğrenme, Biliş & Belleğin Nöral ve Nöropsikolojik Temelleri üzerine paylaşımlarda bulunduk.

Beynimizin tamamını kullanabiliyor muyuz?

Evet aslında kullanıyoruz. Beyin sürekli aktif ve 7/24 çalışan bir organ. Ancak beynin bazı bölgeleri belirli görevler için uzmanlaşmış olabilir.

Beyin ve üstbiliş, insanın düşünme, öğrenme ve problem çözme yeteneklerinde merkezi bir rol oynar. Beyin, bilişsel süreçlerin yürütüldüğü organ olarak, üstbilişsel becerilerin geliştirilmesi ve uygulanmasında kritik bir işlev üstlenir.

Üstbiliş (metakognisyon), bireyin kendi düşünme ve öğrenme süreçlerini fark etmesi, kontrol etmesi ve değerlendirmesi olarak tanımlanır. Başka bir deyişle, üstbiliş, "düşünme hakkında düşünme" yeteneğidir.

Beyin ve üstbiliş arasındaki ilişki, insanın düşünme, öğrenme ve problem çözme yeteneklerinin temelini oluşturur. Üstbilişsel beceriler, beynin belirli bölgeleri ve bu bölgeler arasındaki bağlantılar sayesinde gelişir ve uygulanır. Bu becerilerin farkında olmak ve bunları bilinçli bir şekilde kullanmak, bireyin akademik başarılarını artırmakla kalmaz, aynı zamanda yaşam boyu öğrenme ve kişisel gelişim süreçlerine de büyük katkı sağlar (Karakelle ve Saraç, 2010).

Metehan hocanın anlattıkları üzerinden beynimizin çalışma prensiplerini ve öğrenme sürecini açıklayalım:

Beynin Sürekli Aktif Olması ve Uzmanlaşmış Bölgeler

Beynimiz, birçok farklı görevi yerine getirebilmek için sürekli aktif bir şekilde çalışır. Beynin tamamını kullanabildiğimiz doğru olsa da, belirli bölgeler belirli işlevler için uzmanlaşmıştır. Örneğin, dil işleme ile ilgili bölgeler beynin sol yarımküresinde yer alırken, görsel işlemler daha çok oksipital lobda gerçekleşir. Bu uzmanlaşma, beynin daha verimli çalışmasını sağlar.

Beynin Rasyonellikten Uzak Çalışma İlkesi

Beynimiz diğer organlardan farklı olarak rasyonel bir şekilde değil, daha çok olay ve uyarıcı temelli çalışır. Yani, beynimiz dışarıdan gelen uyarıcılara ve olaylara tepki vererek işlevlerini yerine getirir. Bu durum, öğrenme süreçlerinde de önemli bir rol oynar.

Öğrenme Sürecinde Bilgi İşleme

Öğrenme sürecinde yeni bir bilgi duyularımız aracılığıyla beynimize ulaştığında, beynimiz bu bilgiyi var olan bilgi şemalarıyla ilişkilendirir. Şemalar, beynimizde daha önce öğrenilmiş bilgilerin organize edildiği yapılar olarak düşünülebilir. Yeni bilgi, mevcut şemalarla ilişkilendirilerek işlenir ve anlam kazanır. Bu işlenmiş bilgi, uzun süreli belleğe kaydedilir.

Aşağıdan Yukarıya Süreç (Bottom-Up Process)

"Aşağıdan yukarıya süreç", yani "bottom-up process", beynimizin alt katmanlarından (uzun süreli bellek) üst katmanlarına (kısa süreli bellek) bilgi aktarımıdır. Bu süreçte, daha önce öğrenilmiş ve uzun süreli bellekte saklanan bilgiler kısa süreli belleğe getirilir. Örneğin, bir sınavda bir soruya cevap verirken daha önce öğrendiğimiz bilgiyi hatırlayıp kullanmamız bu süreçle gerçekleşir.

Yukarıdan Aşağıya Süreç (Top-Down Process)

"Yukarıdan aşağıya süreç", yani "top-down process", yeni bilgilerin mevcut bilgilerle işlenerek uzun süreli belleğe kaydedilmesi işlemidir. Bu süreçte, yeni öğrenilen bilgi var olan şemalarla ilişkilendirilir ve anlamlandırılır. Ardından, bu işlenmiş bilgi uzun süreli belleğe kaydedilir. Örneğin, yeni bir dil öğrenirken öğrendiğimiz yeni kelimeleri daha önce bildiğimiz dil bilgisi kurallarıyla ilişkilendirerek uzun süreli belleğe kaydederiz.

Bağlantı Kurarak Açıklama

Bu iki süreci bağlantı kurarak şöyle açıklayabiliriz: Öğrenme, sürekli bir döngü halinde işler. Yeni bilgiler yukarıdan aşağıya süreç ile eski bilgilerle ilişkilendirilip anlamlandırılarak uzun süreli belleğe kaydedilir. İhtiyaç duyulduğunda ise, bu bilgiler aşağıdan yukarıya süreç ile uzun süreli bellekten kısa süreli belleğe getirilerek kullanılır. Bu döngü, beynimizin bilgi işlem süreçlerini verimli bir şekilde yürütmesini sağlar ve öğrenmeyi sürekli kılar.

Özetle, beynimizin çalışma prensipleri ve öğrenme süreçleri karmaşık ve dinamik yapılar içerir. Beyin, olay ve uyarıcı temelli çalışarak yeni bilgileri eski bilgilerle ilişkilendirir ve bu bilgileri organize ederek uzun süreli belleğe kaydeder. Aynı zamanda, ihtiyaç duyulduğunda bu bilgileri tekrar çağırarak kullanmamıza olanak tanır. Kısaca ifade etmek gerekirse, biz gerçekten unutuyor muyuz yoksa hatırlayamıyor muyuz? Hocanızın da belirttiği gibi, 90'lı yıllara kadar bilim insanları daha çok "unutma" üzerine odaklanmışlardı. Ancak son dönemlerde araştırmalar, daha çok "hatırlayamama" veya "bilgiyi geri getirememe" konularına yöneldi.

KAYNAKÇA

  • Karakelle, S., & Saraç, S. (2010/12//). Üst bilis hakkinda bir gözden geçirme: Üstbilis çalismalari mi yoksa üst bilissel yaklasim mi?: Turikish psychological articles. Turk Psikoloji Yazilari, 13(26), 45-63. Retrieved from https://www.proquest.com/scholarly-journals/üst-bilis-hakkinda-bir-gözden-geçirme-üstbilis/docview/1775128699/se-2 
  • Bahçeşehir Üniversitesi | Eğitim Teknolojileri Doktora Pr. Biliş, Öğrenme ve Teknoloji dersinde misafirimiz Prof. Dr. Metehan IRAK ile söyleşimizden alıntılar yapılmıştır. Bu verimli sohbet için kendisine çok teşekkür ederim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

11. AR ve VR Oyunlar ve Eğitimde Kullanımı

7. Video Oyunlarında Hikaye Seviyesi Tasarımı: Oyuncu Katılımının Anahtarı

10. Özel Eğitimde Dijital Oyunların Rolü

2. Oyun Elementleri ve Oyunlaştırma: Eğitimde Yeni Bir Perspektif

6. Dijital Oyun Temelli Öğrenme ve COTS Oyunlar

4. Dijital Oyunlarda Oyuncu Tipleri: Motivasyon ve Tasarıma Etkisi

3. Oyun Psikolojisi: Eğlence ve Öğrenme Arasındaki Denge

5. Eğitsel Oyun Tasarım Modelleri: Oyun ve Öğrenmenin Kesişimi

9. Kutu Oyunlarının Sosyal ve Bilişsel Gelişime Etkisi

8. Kaçış Oyunları: Eğlenceden Eğitime Dönüşüm